Skip to content
u8515216454_an_illustration_of_a_dashboard_with_Kanban-style__4631d125-db2e-4cc2-aef7-c77ff9c5ed93_0
Mehmet Oğuz Özdil19.Tem.2025 16:29:009 min read

Müşteri Deneyiminde Döngüyü Kapatmak Görev Yönetimiyle Nasıl Kolaylaşıyor?

Bu yazıda şunları öğreneceksiniz:

  • E-postalar ve elektronik tablolar gibi yaygın manuel yöntemlerin operasyonel karmaşaya yol açmasının nedenlerini ve görev yönetimine dayalı özel bir sürecin güvenilir bir sistem için gerekli görünürlük ve hesap verebilirliği nasıl sağladığını,
  • Bu yapılandırılmış yaklaşımın, ekipler arasındaki iletişim kopukluklarını ortadan kaldırarak tüm organizasyonun müşteri sorunlarını etkin şekilde çözmek üzere ortak bir iş akışında çalışmasını mümkün kıldığını,
  • Herhangi bir ham geri bildirimin, dört adımda net bir planla takip edilen, çözüme ulaştırılan ve müşteriye aktarılan somut bir aksiyona nasıl dönüştürüldüğünü; böylece tahminlere yer bırakılmadığını ve hiçbir müşteri içgörüsünün boşa gitmediğini.

Müşteri geri bildirimi toplamayı çoğu marka iyi yapıyor. Asıl mesele, bu içgörüler geldikten sonra ne yapıldığı.

Net bir sistem olmadığında, değerli geri bildirimler ya unutulmuş Excel satırlarında kalıyor ya da uzun, cevaplanmamış e-posta zincirlerinde kaybolup gidiyor.

İşte bu yüzden “döngüyü kapatma” sürecini etkili hale getirmek için görev yönetimine ihtiyaç var. Görev yönetimi, duyduğunuzu gerçekten hayata geçirmenizi sağlayacak yapıyı kurar.

Bunu stratejik düzeyde daha önce “Müşteri Deneyiminde Döngüyü Kapatmak Nedir?” rehberimizde anlatmıştık. Ama bir stratejiye sahip olmakla, bunun işleyen bir sisteme dönüşmesi arasında büyük fark var.

Bu yazı ise geri bildirimlerin tamamının görev yönetimiyle nasıl çözüme ulaştırıldığını ve her müşteriye net bir sorumlulukla ulaşıldığını anlatıyor.

Dağınık Geri Bildirim Süreçlerinden Yapılandırılmış Görev Yönetimine

Academy Blog 20

Mevcut müşteri geri bildirim süreciniz geçici çözümlerle dolu değil mi? Pek çok ekip için durum böyledir.

Mesela:

  • Acil bir sorun, ortak gelen kutusunda renkli bir bayrakla işaretleniyor.
  • Ürün önerileri bir e-tabloya ekleniyor, ama o tablo birkaç gün içinde dipnotlar ve çelişkili yorumlarla karmaşıklaşıyor.
  • Bir müşteri yorumu ekran görüntüsü alınarak sohbet kanalına atılıyor; ama beş dakika sonra gelen yeni mesajlarla kayboluyor.
 
Bu doğaçlama yöntemler yaygın olsa da, gerçek bir geri bildirim yönetimi stratejisi sayılmaz. Çünkü sorumluluk belirsiz, sahiplik yoktur.
 
Herkesin görevi olan aslında hiç kimsenin görevi değildir. Bu da takibi ve hatırlamayı zorlaştırır.

Yöneticiler, hangi sorunun kim tarafından ele alındığını ya da nerede tıkanıklık yaşandığını göremez. Süreç verimsizleşir. Ekipler zaman kaybeder, müşteriler yanıtsız kalır.
Bu durum bir ekip ilgisizliğinin değil, zayıf bir süreç altyapısının işaretidir. Gelin, bu kaosu düzenli bir aksiyon planına dönüştürelim.

Doğaçlamadan Sistematiğe: Net Süreçler Ne Fark Yaratır?
Academy Blog 19

Manuel yöntem kullanmakla bir görev yönetimi sistemi inşa etmek arasındaki fark, “umarım biri ilgilenir” ile “eminim bu çözülecek” arasındaki farktır.

Manuel süreçlerde her şey kişisel çabaya ve hafızaya dayanır. Görev yönetimi sistemi ise bu süreci kişilere değil, sisteme bağlar. Bu sayede tekrar edilebilir, sürdürülebilir ve ölçülebilir bir yapı kurulur.

Aşağıda bu iki yaklaşımı yan yana görebilirsiniz:

Özellik Manuel Süreç
(E‑posta & Excel)
Görev Yönetim Sistemi
Sorumluluk Belirsiz; doğru e-postayı ya da satırı bulmak gerekir. Net; her geri bildirim belirli bir kişiye atanır.
Görünürlük Dağınık; bilgi kişisel kutularda gizlidir. Merkezi; herkes görevin durumunu görebilir.
İşbirliği Parçalı; konuşmalar farklı platformlarda dağılır. Tüm içerik ve dosyalar göreve entegredir.
Verimlilik Yoğun manuel çaba; sürekli kopyalama ve takip gerekir. Otomasyon ve şablonlarla süreç sadeleşir.
Tutarlılık Kişiye bağlı değişir. Tüm sorunlar için aynı adımlar izlenir.

Doğaçlama, tepki odaklı bir yaklaşımdan, net ve proaktif bir tutuma geçiş çok önemli. Bu değişim, müşterilerinizi dinleme işini işlemlerinizin ayrılmaz bir parçası haline getirir; takip süreci artık operasyonlarınızın merkezinde yer alır.

Görev Yönetimiyle Geri Bildirimleri Aksiyona Dönüştürmenin 4 Adımı

Academy Blog 21 (1)

Teoriden pratiğe geçerek, özel bir görev yönetimi sistemi kullanarak müşteri geri bildirimlerini nasıl işleyeceğimizi tam olarak öğrenelim.

Bu dört adımlı süreç, herhangi bir müşteri yorumunu çözülmüş bir soruna dönüştürmek için ihtiyacınız olan tekrarlanabilir ve şeffaf iskeleti sağlayacaktır.

1. Adım: Geri Bildirimi Göreve Çevir ve Standartlaştır
İlk hamle, müşteriden gelen ham geri bildirimi yakalayıp ona ait olacağı bir yuva vermektir. İster bir anketten, ister bir sosyal medya yorumundan, isterse bir destek talebinden gelsin, bu geri bildirim standart bir göreve dönüştürülmelidir. İdeal bir görev; net ve açıklayıcı bir başlık, orijinal yorumun tamamı, müşterinin iletişim bilgileri ve geri bildirimin kaynağını içermelidir. Böylece, görevi devralan herhangi bir ekip üyesi, başka bir yerden bilgi aramaya gerek duymadan konuyu anında kavrayabilir.

2. Adım: Sorumluyu Ata ve Önceliklendir
Sorumlusu olmayan bir görev, sadece bir fikirden ibarettir. En önemli eylem, görevi belirli bir kişiye veya ekibe atamaktır. Bu, anında hesap verebilirlik yaratır. Gelen bildirim bir yazılım hatası mı? Mühendislik ekibine gider. Fatura hakkında bir soru mu var? Finans departmanına atanır. Aynı zamanda, göreve bir öncelik seviyesi atanmalıdır. Bir müşterinin şirketi terk etmesine neden olan bir hizmet hatası "Yüksek Öncelik" etiketi gerektirirken, bir web sitesi iyileştirmesi için küçük bir öneri "Düşük Öncelik" olabilir.

3. Adım: Şeffaflık İçin Takip Et ve İşbirliği Yap
Bir görev oluşturulup atandıktan sonra tüm süreç ilgili herkes tarafından görülebilir olmalıdır. "Yapılacak", "Devam Ediyor" ve "Çözüldü" gibi basit iş akışı durumları, yöneticilerin ve ekip üyelerinin ilerlemeyi bir bakışta görmesini sağlar. Dağınık e-posta zincirleri yerine, tüm işbirliği doğrudan görev içinde gerçekleşir. Fikir alışverişi için iş arkadaşları etiketlenebilir, notlar ve ilgili dosyalar eklenebilir. Böylece, sorunun nasıl ele alındığına dair eksiksiz bir kronolojik geçmiş oluşturulur.

4. Adım: Çözüme Ulaştır ve Kapanışı Bildir
Bu, en son ve en kritik adımdır. Sorun çözüldüğünde ve görev "Çözüldü" olarak işaretlendiğinde, bu durum net bir tetikleyici görevi görür. Bu durum değişikliği, görevin asıl sorumlusuna veya müşteri deneyimi (CX) ekibine müşteriyle iletişime geçmesi, hangi eylemin gerçekleştirildiğini açıklaması ve döngüyü resmi olarak kapatması için bir işarettir. Bu, müşterinin sesinin duyulduğuna ve değer verildiğine dair kesin bir kanıt sunar.

Bu yol haritasını takip etmek, bireysel geri bildirimlerin özenle ve hassasiyetle ele alınmasını sağlar. Ancak bir sistemin asıl sınavı, bir sorunun birden fazla ekibi kapsadığı ve en iyi niyetlerin bile yetersiz kaldığı durumlarda başlar.

Görev Yönetimi, Kusursuz Bir Müşteri Deneyimi İçin Ekipleri Nasıl Birleştirir?

Academy Blog 17

Bir müşterinin sorunu nadiren tek bir departmanın sınırları içinde kalır. Bir web sitesi hatası mühendislik, bir fatura hatası finans ve bir özellik talebi ürün ekibini gerektirir. İşte bu noktada manuel takip süreçleri gerçekten işlevsiz kalır ve müşteri geri bildirim döngüsü en sık burada kopar. Müşteri destek ekibi bu sorunları tek başına çözemez.


Bir müşterinin ankette önemli bir hata bildirdiğini düşünün. Destek uzmanı bunu mükemmel bir şekilde belgeler ancak daha sonra bunu bir e-posta ile ürün yöneticisine iletmek zorundadır. Bu yönetici de tamamen ayrı ve karmaşık bir mühendislik platformunda bir kayıt oluşturur. Bu anda, ilk destek uzmanı süreç takibini tamamen kaybeder. Müşteri bir güncelleme istediğinde, uzmanın verecek hiçbir bilgisi yoktur. Döngü, eylemsizlik yüzünden değil, farklı ekipler ve onların özel araçları arasındaki iletişim kopukluğu yüzünden kırılır.


Şimdi, bunu merkezi bir platform olarak hareket eden entegre bir CX görev yöneticisiyle düşünelim. Destek uzmanı geri bildirimi alır ve tek bir görev oluşturur. Bu görev, artık müşteri sorununun resmi kaydıdır. Görevi, otomatik olarak bildirim alan ürün ekibine atar. Ürün yöneticisi, müşterinin tüm bağlamını görür ve ardından kendi ekibinin kullandığı yazılımda gereken kaydı oluştururken bu kaydı da ana CX görevine bağlar.


Asıl fark bundan sonra olur. CX uzmanının, mühendislik ekibinin platformunda zaman geçirmesine gerek kalmaz. Yalnızca kendi oluşturduğu ana görevin durumunu takip etmesi yeterlidir. Mühendisler hatayı düzeltip kendi kayıtlarını kapattığında, son adımları basittir: ilgili CX görevini "Çözüldü" olarak işaretlemek. Bu tek bir tıklama, destek uzmanına bir bildirim gönderir ve ona müşteriyle güvenle iletişime geçip başarılı bir güncelleme sunması için yeşil ışık yakar.


Bu birleşik iş akışı, her ekibi tek bir araç kullanmaya zorlamaz. Bunun yerine, farklı platformları birbirine bağlayan ortak bir süreç oluşturur. Müşteriyle doğrudan iletişimde olan ekiplere bir sorunun durumu hakkında kritik bir görünürlük sağlarken, teknik ekiplerin ihtiyaç duydukları özel ortamlarda çalışmasına olanak tanır. Bu yapı, birbirinden kopuk devir teslimleri, müşteri sorunlarını çözmek için kusursuz ve hesap verebilir bir sürece dönüştürür.

İki Farklı Havayolu Şirketi: Operasyonel Farklılığın Hikayesi

Academy Blog 18

Bu sistemin pratikte nasıl çalıştığını görmek için, aynı müşteri sorununu ele alan iki farklı havayolu şirketini düşünelim. Sorun oldukça yaygın: bir yolcu, uçuştan sonra doldurduğu ankette, koltuğundaki eğlence ekranının bozuk olduğunu bildiriyor.


Senaryo 1: Klasik Hava Yolları'nın Manuel Yaklaşımı

Klasik Hava Yolları'nda, bir CX analisti bu geri bildirimi haftalık bir Excel raporunda fark eder. Uçuş ve koltuk numarasını doğruladıktan sonra, genel bakım ekibinin e-posta adresine bir ileti yazar: "482 sefer sayılı uçuş, 12A koltuğunda kırık ekran raporu." E-posta gönderilir ve analistin işi teknik olarak bitmiştir.

Ama bundan sonrası tam bir iletişim kopukluğudur. Gelen taleplerin altında ezilen bakım ekibi, bu e-postayı günlerce görmeyebilir. Gördüklerinde ise uçağın kuyruk numarasının eksik olduğunu fark ederler. Geri e-posta atarlar, ancak analist o sırada başka raporlarla ilgilenmektedir.

Bilgi alışverişi yavaş ve kopuktur. Talebin durumunu takip edecek merkezi bir yer yoktur, bu yüzden yolcu arayıp bilgi istediğinde, müşteri temsilcisinin ona verecek hiçbir bilgisi yoktur. Kırık ekran belki eninde sonunda tamir edilir, ancak müşterinin geri bildirim döngüsü açık kalır ve havayolunun elinde çözümle ilgili güvenilir bir kayıt bulunmaz.

Senaryo 2: Yeni Nesil Hava Yolları'nın Entegre Görev Yönetimi

Yeni Nesil Hava Yolları'na aynı geri bildirim ulaştığında ise entegre sistemleri, anket yanıtını uçağın kuyruk numarası da dahil olmak üzere tüm uçuş verileriyle otomatik olarak eşleştirir. CX analisti yorumu görür ve "Görev Oluştur" düğmesine tıklar. Önceden doldurulmuş bir görev kartı belirir ve analist bu görevi doğrudan aynı platform içindeki "Uçak İçi Bakım" ekibinin proje panosuna atar.

Bakım ekibinin lideri anında bir bildirim alır. Gerekli tüm bilgileri tek bir yerde görür ve görevi bir teknisyene atar. Teknisyen bir yorum bırakır—"Bu geceki bakım için planlandı"—ve CX analisti bu yorumu görebilir. Ekran tamir edildikten sonra, teknisyen görevi "Çözüldü" olarak işaretler. Sistem daha sonra CX analistine otomatik olarak haber verir ve analist yolcuya hızlı ve kişisel bir e-posta gönderir: "Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz. Ekibimizin o uçaktaki 12A koltuğundaki ekranı tamir ettiğini bildirmek istedim."

Sonuç; hızlı, verimli ve şeffaf bir süreçtir. Sorun minimum yazışmayla çözülmüş, müşteri geri bildiriminin önemsendiğini kanıtlayan somut bir takip almış ve tüm bu etkileşim artık havayolunun operasyonel geçmişinin ölçülebilir bir parçası haline gelmiştir.


Operasyonel olgunluktaki bu keskin fark, doğru sistemin bilgiyi organize etmekten daha fazlasını yaptığını gösterir; hesap verebilir bir organizasyonun temelini inşa eder.

Sonuç: Sadece Dinlemekle Kalmayın, Harekete Geçin ve Büyüyün

Geri bildirimi kaydetmekle kalmayıp onu yapılandırılmış bir sistemle yönetmek, gerçek bir zihniyet değişimidir. Yorumları silinip geçilecek şeyler olarak görmek yerine, işletmenizi geliştirecek fırsatlar olarak değerlendirmek gerekir.

Görev yönetimi ile manuel yöntemlerin yarattığı belirsizlik tamamen görünür, hesap verebilir bir hale gelir. Her geri bildirim net bir kişiye atanır, süreç sistematik işler ve ekipler hızlı, tutarlı yanıtlar sunabilir. Bu işleyiş, sadece dinleyen değil, aksiyon alan şirketleri ortaya çıkarır.

Gerçek kazanım, geri bildirim toplama ve görev yönetimini ayrı araçlar yerine tek platformda birleştirdiğinizde başlar.

Pisano Planlayıcı: Geri Bildirimden Aksiyona Tek Platformda Geçiş

u8515216454_a_realistic_photo_of_an_alarm_clock_post_it_papers__b82958ca-9da1-425d-99d8-88f3945b1952

Müşteri geri bildirimlerini bir platformda toplayıp, ekip içi görev yönetimini başka bir sistemde yapıyorsanız, aksiyon alma süreci yavaşlar ve işler karışır. İşte Pisano Planlayıcı, bu süreci tek bir yerden yönetmenizi sağlar.

Geri bildirimi doğrudan göreve dönüştürebilirsiniz. Artık sekmeler arasında geçiş yapmaya, yorumları manuel olarak başka yerlere taşımaya gerek yok.

Pisano Planlayıcı ile:

  • Ekipler arası koordinasyon kolaylaşır: Görevleri farklı ekip ve departmanlara atayın, teslim tarihlerini belirleyin, tüm süreci tek bir yerden yönetin.

  • Sahiplik ve sorumluluk netleşir: Her geri bildirime bir görevli, öncelik ve son tarih atanır. Kim, neyi, ne zaman yapacak belli olur.

  • Tüm bağlam korunur: Müşteri yorumu, iç notlar ve güncellemeler aynı yerde tutulur. Böylece bilgi kaybı yaşanmaz.

  • Otomatik iş akışları sizi destekler: Bildirimler ve otomasyonlarla görevler zamanında tamamlanır, ekipler güncel kalır, döngü gerçekten kapanır.

Karmaşık e-tablolarla uğraşmak yerine, artık geri bildirimleri doğrudan aksiyona dönüştürerek müşteri deneyimini iyileştirme sürecinizi hızlandırabilirsiniz. Hepsi Pisano Planlayıcı ile, tek bir yerden.

Uzmanlarımızla Görüşün
avatar
Mehmet Oğuz Özdil
As a dynamic and forward-thinking marketer, he specializes in crafting growth-oriented marketing strategies that pave the way to sustainable success. His passion lies in embracing emerging trends, pushing the boundaries of innovation, and leveraging data to drive exceptional results.